Başka türlerin açısından hayata bakmak
All in Tarih
Brezilya'nın en meşhur milli simgesini tasarlayan bir anti-milliyetçinin hikayesi. (99% Invisible podcastinden).
Neden hayır oyu vermeniz gerektiğini filan söylemeyeceğim. Onları başka yerlerden duyarsınız. Onun yerine, demokrasiyle ilgili bazı kopuk fikirler...
Siyasetçilerin hikayelerini seven, kalabalıkların sloganlarını dinleyen, Proximo'nun izinden giden bir yanımız var. Bu yüzyıla ait olmadığını bildiği halde, bir kenara atılmayı reddediyor.
Türkiye'ye bıraktığı en büyük miras, "Binaenaleyh Ege bir göl değildir" değildir (yankı yaptı)
Yakında çıkaracağım Safsata Ansiklopedisi kitabımdan bir hikaye...Hikayeler hakkında bir hikaye.
Gündüz Vassaf, Geceye Övgü'de "sistem makinelerini gece durdurur, oyalanacak bir şey kalmaz, kendimizle başbaşa kalırız" der. Oysa artık gece diye bir şey kalmadı. Önce sessizliğini, sonra karanlığını, en sonda da kimliğini çaldık gecenin.
1915 yılında Dünyanın bir köşesinde yaşananların teknik olarak soykırım tanımına girip girmemesi çok ilgimi çekmiyor. Tazminat gibi pratik endişeler de. Benim sevdiğim kısım işin psikolojisi: Daha evrensel ve daha absürd.
Türkler tabii ki kahramandır, yiğittir. Ruslar çilekeştir. İtalyanlar korkak, Fransızlar götlek, hele hele İsrailliler tam kaypaktır. Onlar genetik olarak anca münafıklığa, faizciliğe, lobiciliğe yatkınlardır. Elfler nasıl okçuluğa ve kuaförlüğe yatkınlarsa, Orklar nasıl piercing işini biliyorlarsa, bu da öyle.
Çin'de bugün 1 milyondan fazla nüfusa sahip 170 küsur şehir var. Koskoca Roma'dan, tarihin en büyük imparatoru Augustus Caeasar'ın (ve tarihin en baba Sezarı, Julius Caesar'ın) Roma'sından tam 170 tane.