Mecburi Seçim Yazısı 1: Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruat mı?

Mecburi Seçim Yazısı 1: Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruat mı?

(Mecburi, yoksa Soros maaşları yatırmayacak)

Geçen Pazar, konsoloslukta yaklaşık 2 saat sıra bekledikten sonra oy kullandım. Sırada, her zamanki "son dakkada bir kişiyi bile ikna etsem kardır" adamlarından vardı, bağıra bağıra İnce'yi övüyorlardı. Sanırım o sandıktan İnce'ye %99.7 civarı oy çıkacak, Saddam'ın yaptığı seçimleri aratır.

Ben de CHP'li biri olmayarak bir oyumu İnce'ye, Kürtçü veya Selo güzellemeleri yapan biri olmayarak diğer oyumu da HDP'ye verdim. Bu yazı "siz de böyle oy kullanın" yazısı değil. Bu yazı, HDP'yi duyunca benim gibilere vatan haini diyenlere karşı, oturup seçim stratejisi veya meclis aritmetiği anlatmanın manasızlığı ile ilgili bir yazı.

İnsanlar bu stratejileri akıl edemedikleri için değil, prensipte karşılar, ahlaken karşılar. Ethos'tan bahsedene logos ile cevap veremeyiz, sadece birbirimize küfreder dururuz. 

Ben de ahlaki bir cevap deneyeyim o zaman: AKP, insanların vatanseverliklerini kendilerine karşı kullanıyor. Bunun yolu da "siyaset" ile "vatan meselesi"ni keskin biçimde ayırmaktan geçiyor:

"Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır".

***

Yeri ve zamanı olan güzel bir söz ama siyaset de tanım itibariyle vatan meselesidir

PKK'nın okul basıp öğretmen öldürmesi ile kötü politikalar veya kayırmacılık sonucu atanamayan öğretmenin kendini öldürmesi apayrı denklemlerde değerlendirilemez. 

Münferit örneklerle duygu sömürüsü yapmak istemiyorum, genel tabloya bakın: Mevcut "ortaçağ müfredatı" ile yahut zırt pırt değişen sınavlar ile eğitim sistemine verilen zarar "teferruat" mıdır? Bu vatanın beşeri sermayesini yokediyorlar.

PKK'nın esnaftan kestiği şey haraçken, dipsiz bir kuyu haline gelen devletin senden verginin vergisinin vergisini alması teferruat mıdır?

Milyonluk ambülansları yakanlar terörist ise, şehir hastaneleri soygunu ile trilyonluk sağlık vurgunu yapanlar "bizden" midir?

PKK'nın savcı öldürmesi vatan meselesi de, ülkeyi tamamen hukuksuz bir ahıra çevirmek vatan meselesi değil mi? 

***

En önemlisi de bu zaten: Hukuk

Hukuk olmazsa vatan dediğin şey bir toprak parçasından ibaret kalıyor. Askerler toprağın güvencesidir ama onun üstünde inşa ettiğin toplumun güvencesi de hukuktur, daha doğrusu hukuka olan inançtır. Bugün Türkiye bu konuda iflas etmiş vaziyette. Hukukun üstünlüğü endeksinde... 

  • Kendi bölgemizde sonuncuyuz
  • Genelde 113 ülke arasından 101. sıradayız. 
  • Kuvvetler ayrılığı yönünden (iktidarın gücünün sınırlanması) tam 111. sıradayız. Bizden kötü sadece iki ülke var: Zimbabwe ve Venezuella. 

AKP'ye oy verenler bile adaletin her zamankinden zayıf olduğunu biliyorlar. Teferruat mı bunlar?
 

***
 

PKK bir terör örgütüdür ve amacı Türkiye'nin bir kısmında egemen olmaktır. HDP, bu isteğin siyasi uzantısından ibaret olabilir. Bunu böyle farzedeyim. Zaten PKK-HDP ayrımı/aynılığı bolca tartışılıyor. Ama pek kimse, Türkiye'nin bölünmeden de, tek parça halinde gözümüzün önünde "yıkılabileceğini" tartışmıyor.

Bunu anlamak için, önce Voltaire'in şu lafını hatırlayın: 

"Kutsal Roma İmparatorluğu ne kutsaldı, ne Romalıydı, ne de bir imparatorluktu."

voltaire.jpg


Bizim anayasamızın 2. maddesinde de şu yazar:

"Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir"

Ama hepimiz biliyoruz ki Türkiye,
ne demokratik (seçim sırasında seçim usülü değiştiriliyor),
ne laik (devletin dini var), 
ne sosyal (GSMH'sine oranla en az sosyal harcama yapan OECD ülkelerindeniz),
ne de bir hukuk devleti.

Hala bir cumhuriyet gerçi de bunca saltanat sevdalısının, iktidar sponsorluğunda fink attığı bir dönemde onun da garantisi yok.

Yani Türkiye maşallah tek parça ama aslında "Türkiye" değil.

Elbette hiçbir zaman kağıt üstündeki bu tanıma uymadı, lakin bugün uyarmış gibi yapmayı da bıraktı. Ve tüm bunların sebebi PKK değil. Sebebi dış mihraklar değil, Geziciler değil, gücü olmayan muhalefet değil, üst akıl veya foton kuşağı gibi fantastik şeyler değil.

***

Vatan ile siyaset arasına çekilen duvardaki bu çatlakları gösterdikten sonra konuyu nihayet akla, yani logosa getirebiliriz:

Bu seçim "PKK mı AKP mi" seçimi değil. AKP'nin stratejisi, vatanseverlik sekeri içine koyduğu bu yalancı ikilem'i yutturmak üstüne kurulu.

Bu seçimi illa bir ikileme indirgeyeceksek, şu daha isabetli olur: "Zayıflamış bir AKP ve herkesten zayıf bir HDP mi, yoksa Thanos gibi tüm güç odaklarını elinde toplamış bir tek adam mı?" 

Tek direnen kurumu Merkez Bankası kalmış bir ülkede, bizzat bu kurumları öldüren adama tüm gücü vermenin, yani o "ne demokratik, ne laik, ne sosyal, ne de hukuk" garabetini ödüllendirmenin adı vatanseverlik olmamalı

***

Elbette herkes buna ikna olmayabilir, çünkü işin bir de duygu, yani pathos kısmı var. 

Kardeşini PKK vurmuştur, affedemez. Başına kim gelecek olursa olsun HDP'ye oy vermeye eli gitmez. Türlü türlü hayat var, bilmeden yargılamamak lazım. Bu insanlara aptal muamelesi yapıp, daha da kutuplaşmamak lazım.

Eğer siz de benim gibi oy kullanacaksanız, onlar size "terörist" dedikçe, küfürleşmek veya hesap kitaptan bahsetmek ziyade, bu ülkeyi sevdiğiniz için bunu yaptığınızı söylersiniz. Evliya sabrı ister ama daha iyi bir yol göremiyorum.

Ethosa ethos, logosa logos, pathosa pathos ulen! (2020 seçim sloganım)

Mecburi Seçim Yazısı 2: En Sevmediğim Seçmen Tipi

Mecburi Seçim Yazısı 2: En Sevmediğim Seçmen Tipi

Yarım Yamalak Sicilya Rehberi 2: Rota

Yarım Yamalak Sicilya Rehberi 2: Rota