Pisuardaki Sinek ve Nobel Ödülü

Pisuardaki Sinek ve Nobel Ödülü

Podcast Versiyonu (2023)

Aşağıdaki konu 19. dakikada başlıyor.


Erkekseniz veya tuvalet kuyruklarında ömür tüketmemek için sıkça düşman saflarına sızan bir kadınsanız, pisuvarlardaki sinekler dikkatinizi çekmiştir. İlk gördüğümde, bir saniye bile düşünmeden, bana zararı olmayan hayvancağıza nişan almıştım. Baktım makineli tüfek atışına dayanıyor, kimyasal silahlarımla bombardıman için etrafı kolaçan ederken, aynı sinekten yan pisuarda da gördüm.

Bunların bir yapıştırma olduğunu öğreneli yıllar oldu ama halen her gördüğümde aynı şevkle nişan alıyorum. Durduramıyorum kendimi. Hemen herkes benim gibi davrandığı için de, geçen seneki Nobel Ekonomi Ödülü, Richard Thaler'e gitti. Niye ekonomi ve niye Thaler?

fly.jpg


Wink Wink, Nudge Nudge

Thaler, bu sineklerini keşfeden kişi değil. Amsterdam Havaalanı tuvaletlerini temizleyenlerin bir buluşu bu. Deliğin yakınına bir hedef koyunca, dışarıya sıçratma %50-%80 azalmış. Sinek iyi bir hedef çünkü yeterince "pis". Mesela bir kelebek koysan, en öküz erkekler bile ona işemek istemiyorlar. Hamamböceği olsa, bu sefer irkilenler yandakinin üstüne işer, gereksiz yere aksiyon olur. O yüzden sinek yaygınlaşmış.

Pisuvar sinekleri, Thaler'in nudge fikri için kullandığı favori örnek. Nudge (okunuşu "nac"), "hafifçe ittirmek" veya "usulca yönlendirmek" demek. Ekonomistler, davranışlarımızı yönlendirmeye bayılırlar ama bunun için kullanılan klasik araçlar bazen fazla ağır kaçıyor. Örneğin...

  • Otoriter bir rejim, tuvalete bekçi dikip, çişini dışarı taşırana hapis cezası verir.
     

  • Klasik ekonomistlerin hakim olduğu bir rejim, tuvalete girişi paralı yapar ve çişini sıçratmayana çıkışta parasını iade eder. Bu bir ekonomik incentive'dir (okunuşu "insensitiv"... kesin bilgi yayalım).
     

  • Davranışsal ekonomistlerin rejiminde ise, bariz ekonomik çıkarlara göre değil, bilinçaltındaki psikolojik yatkınlıklara (cognitive bias) göre yönlendirme yapılır. Bu tip bir yönlendirme hem ucuz, hem de ona uymamanın cezası yok. Dolayısıyla özgürlüğe bir darbe değil.

***


Organ Bağışlarındaki Muazzam Fark
 

organs.JPG


Yukardaki grafik Avrupa ülkelerindeki organ bağışçısı oranlarını kıyaslıyor. Neden Portekizlilerin hemen hepsi bağışçıyken, İngilizlerin beşte biri bile bağışçı değil? "Akdeniz insanının sıcaklığı" gibi kültürel farklara yönelik açıklamalara hiç girmeyelim. Aynı dili konuşan Almanlar ve Avusturyalılar arasındaki farka bakın.

İşin komik yanı, "öldüğünüzde organlarınızı başka hayatlar kurtarmak için kullanabilir miyiz?" diye sorunca, her ülkedeki ezici çoğunluk evet diyor. Yani insanların kalıbında bir fark yok.

Bağış listesinde bulunma oranı arasındaki bu farklar, klasik bir nudge örneği. Mavi ülkelerin tek farkı, her ehliyet alanı otomatikman bağış listesine kaydetmeleri. İstemeyen olursa, kayıt esnasında kolayca listeden çıkabiliyorlar. Bu tür tasarımlara opt-out denir, yani normalde içerdesin, dışarı çıkma opsiyonun var.

Çoğu insan çıkmayı seçmiyor. Organ bağışına çok meraklı olmayanlar için bile, "artık bağışçı olmak istemiyorum" cümlesini işaretlemek kötü bir his.

 

"Default Bias"

Sarı ülkelerse, tam tersine opt-in düzenlemesi yapmışlar: Kimse otomatikman bağışçı değil, o listeye kaydolmak için çaba göstermen lazım. Bunu da pek kimse yapmıyor, bağışçı olmayı doğru bulmalarına rağmen.

Çünkü insan tembel bir varlık. Eğer bir seçim yapmaya zorlanmazsak, default seçenekle devam ediyoruz. Örneğin, eskiden şifre değiştirmeye zorlanmak standart bir uygulama değilken, bir çok insan kendilerine verilen şifreleri (banka pin numarası, web sitesi şifresi, vs) kullanmaya devam ederdi. Ben de emeklilik kesintilerimin yatırıldığı fonu değiştirmemiştim mesela. Çoğunluk gibi orta-riskli default seçenekte devam ettik yıllarca. 

Bu yüzden de, sadece default seçenekle oynamak, yukardaki gibi %4.25 ile %99.98 arasındaki fark demek.

***
 

"Liberteryen Paternalizm"

Thaler benzer örnekleri 2008'deki Nudge kitabında toplamıştı. (Amazon Affiliate linki bu. Kitabı alırsanız bana yüz milyon dolar veriyorlar. "O paraya Jeff Bezos'un daha çok ihtiyacı vardır" diyenler için normal link)

Burada özgürlük ve manipülasyon konuları özellikle önemli. Çünkü ister nudge de, ister incentive, ister kanun, sonuçta hepsi insanın seçimlerini manipüle eden şeyler. Bu da kötü...mü?

Thaler'in cevabı basit: Seçimlerimiz zaten özgür ve objektif değil. Default bias örneğindeki gibi, insan doğasından gelen bazı sistematik hatalar var. Herkes aynı hataları, aynı şekilde yapıyor. Doğa bizim seçimlerimizi manipüle ediyorsa, biz niye etmeyelim?

Tabii abartıp, halk için halka rağmen düsturuna sahip otoriter rejimlere dönüşmemek lazım. İnsanların hata yapma özgürlüğü olmalı. Bu dengeyi tutturmak için, normalde birbirine zıt iki terimi birleştirip "Liberteryen Paternalizm" diye bir kavram uydurmuş Thaler.

***

Sosyal Baskı

Mesela organ bağışı konusunda iyice liberteryen olmak istenirse, devletin sizin adınıza bir tahmin yürütmesine izin vermezsiniz. Otomatik bir seçim yapılmaz. Onun yerine kayıt sistemi, sizi organ bağışı konusunda bir seçim yapmaya zorlar. "Bağışçı mısın, değil misin, in misin cin misin" sorusunu cevaplamadan ehliyet alamazsınız. Bir kere seçim yaptıktan sonra, bunu değiştirmek de çok kolay olur.

Böyle bir düzende de çoğunluk bağışçı olacaktır. Hatta bağışçı oranını yükseltmek için iki ufak "ittirme" yapılabilir. Kayıt sorusunun altına, şu iki bilgi konulabilir mesela:

  1. "Ehliyet sahiplerinin %92'si organ bağışçısı olmayı seçiyor"
     

  2. "Organ bağışı listesindeki ortalama bekleme süresi 26 ay ve her gün bu listedeki 20 kişi organ bulamadığı için ölüyor". 

Özellikle ilki çok etkili. İnsan sosyal bir hayvan olarak evrildiği için, komşularının davranışlarını öğrenmesi, kendi davranışını değiştirmenin en etkili yolu. Bu da bir çeşit manipülasyon ama bu bilgileri vermezsen, sırf "bağış mı değil mi" diye sorarsan, yapacağın seçimin ne değeri var? Biraz ittirmek lazım.

Özgür seçim bir yanılsama: Her türlü etkiden arındırılmış seçim, aynı zamanda her türlü bağlam ve bilgiden de arındırılmış seçim demek.

 

Not: Arkadaşlarınızın %60'ı beni düzenli olarak okuyor, hakkımda hayır duaları ediyor.

Uber'in Sebebi Maganda Taksiciler Değil

Uber'in Sebebi Maganda Taksiciler Değil

Simülasyon Teorisi 10 - Anlamsızlık (Son)

Simülasyon Teorisi 10 - Anlamsızlık (Son)